“Bugün ne yesem?” diye başladığımız yolculuğumuzda soluğu Kalamış’ta aldık. The Bosphorus Kalamış‘tayız. Mekana oldukça sıcak bir karşılamayla giriş yaptık. Oldukça modern tasarım ve çizgilerle düzenlenmiş mekan konum olarak güzel ve aracınızı da rahat park edebildiğiniz bir noktada. Lafı çok uzatmadan meze tepsinini istedik, mezelere, menüden ara sıcak ve ana yemeğimize karar verip siparişimizi verdik. Lezzetleri tatmaya mezelerimizden başladık.
Öncelikle bir deniz mahsulü tüketicisi olarak dikkat ettiğim bazı noktalar var. Malum İstanbul gibi yüksek nüfusun olduğu bir şehirde mekanlar şoklanmış, dondurulmuş hazır deniz mahsulü kullanmaya gidebiliyorlar. Bu mekanı öne çıkaran en can alıcı nokta belkide burası, yediğiniz her şeyin taze olduğunu size servis veren garsonunuzdan da öğrenebilirsiniz. Gerçekten jumbo boy kullanılan taze karidesler oldukça başarılı.
Ahtapot salatası da ahtapotun sertliği benim damak tadıma göre tam yerindeydi. Mezelerde beni şaşırtan başka bir mezeyse cibez otu. Güveçte üstünde yoğurt ile sıcak bir şekilde servis edilen cibez otu denenmesi gereken bir lezzet. Etobur arkadaşlar (ki ben onlardan biriyim) ya da ya balıkçıya gidip ot mu yicez diyen arkadaşlar ısrarla tavsiye ederim.
Gel gelelim ara sıcaklara, arkadaşlar ile dışarı çıkıp rakı balık yapmak güzel bir yemek yemek çok sık yapabildiğimiz lüksler değil artık. Madem böyle bir imkan var sizde her seferinde karides güveç, kalamar tava yerine gözünüz gönlünüz başka bir lezzet aramıyor mu? Artık yeni lezzetler arıyorum diyorsanız buraya bir şans verin derim. Daha bir yaşında olan bu mekan oldukça güzel bir menüye imza atmış. İtalyan ve uzak doğu esintileri taşıyan tarifleri ve taze ürünleriyle göz ve damak dolduruyor.
Şunu dile getirmekte de fayda var, mutfak kadrosu ve yelpazesi çok geniş menülerinde olmasa da siparişiniz üstüne paella gibi çeşitli lezzetleri de yemeniz mümkün. Soya ve tereyağ sosunda cevizle servis edilen kalamar ızgara çok güzel bir lezzet yakalamış. Karides ve deniz kabuklularıyla güveçte pişirilmiş bu lezzet uzak doğu esintili, sosunda beyaz şarap olup zencefil içermekte. Biz oldukça beğendik uzak doğu lezzetlerini beğenen arkadaşlarda mutlaka beğeneceklerdir.
Ahtapot mezede oldukça başarılı yapılmıştı, ara sıcaklarda da ızgara olarak gelen ahtapot gene yanıltmayan lezzetlerden oldu. Yanında ki acılı sos oldukça ideal oranda hazırlanmış.
Karidese sarılı kalamarlar hem sunum hemde lezzet anlamında insanı tatmin ediyor. Salata deyip geçmemek lazım. Bir mekanın ne kadar özenli veya özensiz olduğunun en büyük kanıtı sunduğu salatadır. Servisimize bakan arkadaşlar domates salatası konusunda çok ısrar edince vardır bir bildikleri dedik. Domates salatası çeşitli baharat ve soslarla hazırlanmış. Suyu oldukça lezzetliydi. Kaşık kaşık suyunu da heba etmeden götürdük.
Onca yemek yedikten sonra tatlı yemeden kalkmak olmazdı. Bizim için zaten her zaman tatlıya yer vardır. The Bosphorus Kalamış’ın meyve eşliğinde gelen sütlü tatlısı oldukça hafif. Yemeğin dozajını kaçırmış ama masadan da tatlı yemeden kalkmak istemiyorsanız bu tatlıyı sipariş verebilirsiniz. Aynı tabakta gelen tadımlık kabaklar ise annemizin yaptığı kabak tatlısının resmen aynısıydı.
Ama asıl en can alıcı olan tatlı; The Bosphorus Kalamış‘ın kendi hazırladıkları baklavaları. İncecik baklava hamurları hem çıtır çıtır hemde insanı rahatsız etmeyecek kadar incecik. Şerbet içinde yüzmediği içinde yerken tadına doyum olmuyor. Üstüne dondurma koyup afiyetle yedik.
Adres: Fenerbahçe Mah. Münir Nurettin Selçuk Caddesi No:38 Kadıköy/İSTANBUL
Telefon: 0 (216) 450 13 93