Beyaz Fırın‘ın kısa süre önce Etiler’de açılan şubesine misafir olduk. Menüsünde bulunan pek çok lezzeti denedik. Bu köklü markaya zarar vermeden özenle hazırlanmış brasserie konsepti bizi çok şaşırttı. Eski İstanbul’da bir poğaça fırını olarak başlayan, İstanbul’un iki yakasını dolaşan, Kadıköy’de büyüyüp serpilen Beyaz Fırın‘ın temelleri 1800’lü yıllara dayanıyor. Dimitri Stoyanof, Beyaz Fırın‘ın dördüncü kuşak sahibi. Fiilen işin başında ise beşinci kuşak Nathalie Stoyanof Suda var. Koç Üniversitesi İşletme mezunu, Fransa’da Cordon Bleu’da pastacılık üzerine eğitim almış.
Beyaz Fırın’ın menüsünü incelemek isterseniz tıklayabilirsiniz. Hellim peynirli kabak mücver, ceviz krokanlı yoğurtlu patlıcan, fırınlanmış patlıcanlı kısır, tulum peynirli pizza, tajinde beğendili tavuk, hellim peynirli şiş köfte, bresola tabağı masamıza gelen lezzetlerden bazıları.
Önce salatalardan başlamak istiyoruz. Dışarıda salata yiyen insanlardan olamadık. Dışarıda salata yiyen insanları da anlayamadık bugüne kadar. Genelde minnacık porsiyonlara dünya para ödüyorsunuz ve doyurucu gelmiyor bize. Beyaz Fırın’ın salataları çok övülünce denemek istedik. Çilekli lorlu tahıl salatası ve humuslu kinoali salata söyledik. Porsiyonlar oldukça doyurucu. Salatalar hem göze hem mideye hitap ediyor. Her ikisine ayrı ayrı bayıldık. Standart salatalardan sıkılanlara burada alternatif çok.
Başlangıçlardan ceviz krokanlı yoğurt patlıcanı çok ilginç ve lezzetli bulduk. Menüde Nathalie Stoyanof Suda‘nın dokunuşları hissediliyor. Kadının özeni menü tasarımından yemeklere ve yemeklerin sunumuna kadar her şeye yansımış. Hellim peynirli kabak mücver çok yağ çektirilmeden hazırlanmış, yanında yoğurt sos ve mini salata ile servis ediliyor.
İçecek olarak menüde Red Puch olarak geçen koca bir sürahi söyledik. Çilek, ananas, cranberry yani turna yemişi, frambuaz ve greyfurt sularından oluşuyor. Sunumu şahane!
Ana yemek olarak hellim peynirli şiş köfte güzel bir seçim oldu. Yağlı ve ağır değil. Gönül rahatlığıyla sipariş verebilirsiniz. Tajinde beğendili tavuğu ise tavuk sevenlere önerebiliriz. 200 gr ızgara tavuk budu, patlıcan beğendi, nohutlu bulgur pilavı ve yoğurt ile servis ediliyor.
Tüm bunları yedikten sonra aç gözlülük edip hamburger söylüyoruz. Kumru hamburgeri mutlaka ama mutlaka deneyin. 140 gr hamburger köftesi, brioche ekmeği, ranch sos, sucuk, kornişon turşu, jambon, sosis, kaşar peyniri ve domatesten oluşan hamburger yanında patates kızartması ve koçan mısır ile servis ediliyor. Tüm bunların yanı sıra mekanda şaraba eşlik edebilecek peynir ve atıştırmalık tabakları da mevcut. Uygun fiyatlı güzel bir şarap menüsü bulunuyor.
Sıra gelsin artık tatlılara değil mi? Hangi birini anlatsam bilemediğim için sizi bir kenara çekip tatlı reyonunu gezdirmek istiyorum. Eğer ben bu işkenceye dayanamam diyorsanız aşağıdaki videomuzu asla izlemeyin.
Tatlı seçimimiz ise Polka‘dan yana oldu. Pâte à choux hamuru, pastacı kreması,çikolatalı sos ve tabii ki çileklerden oluşuyor. Minik bir poğaça, börek çörek fırınıyken ardından pastane kültürünü kimliğine ekleyen Beyaz Fırın, 2000’li yıllarda bugünkü brasserie menüsüne sahip olmuş. Muazzam bir geçmişe sahip olduğunu öğrendiğimiz Beyaz Fırın’ın hikayesinden oldukça etkilendik. Bizi en çok etkileyen şey ise markaya zarar vermeden farklı kimliklerin Beyaz Fırın’a kazandırılması oldu. Keyifli sohbetleri için Beyaz Fırın Pazarlama Müdürü Banu Göker’e ve İşte İletişim Sorumlusu Tuğba Gökhan’a teşekkürlerimizi sunarız.