Türklerin Sisam, Yunanların Samos dediği ada Türkiye’ye en yakın Yunan adalarından biri. Osmanlı’nın susam ihtiyacını karşıladığı için “Sisam adası” olarak anılıyor. Samos demek daha kolay ve sempatik olduğu için artık biz Türkler de Sisam yerine Samos der olduk. Kuşadası’ndan 1.5 saatte feribotlarla ulaşabileceğiniz Samos, nefes kesen masmavi plajları, tatlı şarapları, muskat üzümü ve yemyeşil doğası ile meşhur.
Samos’a Nasıl Gidilir?
Adada 3 adet liman bulunuyor. Bunlar biri adanın merkezi olarak belirtilen Samos’taki Vathi limanı, diğeri Pythagorion limanı ve sonuncusu ise Karlovasi limanı. Samos’a Kuşadası’ndan kalkan feribotlarla ulaşabilirsiniz. Seyahat süresi 90 dakika. Feribotlar Vathi ve Pythagorio limanlarına yolcu taşıyor. Pasaport bilgilerinizi girerek Ertürk‘ün sitesinden online bilet satın alabiliyorsunuz. Varış limanınız ile kalkış limanınız aynı olmalı. Biz Vathi limanına inmeyi tercih ettik. Gidiş-dönüş biletleri için toplamda 55 Euro ödedik.
Samos’a Günübirlik Gidilir Mi? Kapıda Vize Almaya Değer Mi?
Eğer adaya ilk kez gidişiniz olacaksa kesinlikle günübirlik gitmenizi önermem çünkü Samos oldukça büyük bir ada. En iyi şekilde gezip adanın keyfini sürmek istiyorsanız ulaşım için mutlaka araba kiralamanızı tavsiye ediyoruz. Yoksa bir noktada takılıp kalırsınız. Vathi’ye inerseniz yolun karşısında ve limanda hazırda bekleyen rent a car ofisleri/yetkilileri bulunuyor. Biz günlüğü 20 Euro’ya araba kiraladık. Yollar çoğu yerde dar ve virajlı olduğu araç kullanırken dikkatli olmak gerekiyor.
Adanın büyüklüğünün dışında saatinde kalkması feribot biraz rötarlı kalkıyor. Daha önce Rodos ve Sakız adalarına gitmiş olmamıza rağmen ilk defa böyle bir durum ile Samos’a giderken karşılıyoruz. Feribottan iniş ise ayrı bir dram. İki gişe var. Bu gişelerin birine günübirlik vize alacakların işlemlerini hızlandırmak adına sıra bekleyenlerin önüne alıyorlar. Minimum 1 saat sırada zaman kaybediyorsunuz. Adaya ayak basmanız 11.30-12:00’yi buluyor. Aynı gün geri dönüş yapacaksanız feribot 5’te kalkıyor, bir saat öncesinden hazır olmanız gerektiğini de düşünürseniz gittiğinize değmiyor. Kapıda vizeye de gerek yok bence çünkü Schengen vizesi alsanız daha ekonomik oluyor.
Samos’a Ne Zaman Gidilmeli?
Kesinlikle yaz aylarında gitmelisiniz. Ada deyim yerindeyse tam bir plaj cenneti. Tek tek gidip görülmesi gereken o kadar plajı var ki. Burada yapmanız tek gereken şey hala bakir kalmış eşsiz plajların keyfini çıkarmak ve tabii ki bol bol Yunan mutfağından lezzetli yemekler yemek.
Manolates Köyü
Manolates, adanın kuzey kısmında kalan yer alan bir köy. Vathi limanından arabalara atladığımız gibi büyük ağaçların arasından geçerek ormanda yaptığımız zirve tırmanışı sonunda soluğu ilk olarak bu şirin köyde aldık. Dağın zirvesine ulaştığınızda rotanın sonunda, araçlarınızı park edebileceğiniz geniş bir park alanı var. Uçsuz bucaksız bir manzara, mavi ve yeşilin her tonu sizi selamlıyor.
Daracık sokakların arasında ilerlerken bu köye hayran kalacaksınız. El sanatlarının (resim, seramik, hediyelik eşya) satıldığı dükkanlarla karşılaştıktan sonra karşınıza asmaların altında dinlenip yemek yiyebileceğiniz AAA çıkacak. Burada günlük çıkan yemeklerin yanı sıra menüde bulunan sabit yemeklerden de sipariş verebilirsiniz. Şansımıza şarap sosta pişirilmiş ahtapot ve deniz mahsullü risotto günün yemekleri. Ahtapotun sosu çok tuzlu gelmesine rağmen aç olunca affetmedik. Risotto tek kelime ile enfesti. Mutlaka denemelisiniz.
Yunan adasına gelmişiz tabii ki Yunan birası içeceğiz ve olmazsa olmaz feta peynirli Greek salatası sipariş vereceğiz. Her şeyi silip sürüp bir güzel karnımızı doyurduktan sonra masaya AAA‘nın tatlı ikramı geliyor. Bazı durumlar için anlatılmaz yaşanır denir. Kesinlikle çok doğru. Bu tatlıyı anlatırken kullanabileceğim onca güzel betimlemeler varken hiçbirinin yeterli olacağını düşünmüyorum. Tek söyleyebileceğim yalın malzemelerin bir araya gelmesi sonucunda ortaya muazzam bir lezzet çıkmış olması. Greek yoğurt, vanilya, vişne bir olmuş resmen damak çatlatıyor. Basit, hafif ve enfes. Biz bayıldık!
Samos’ta Nerede Kalınır?
Konaklama için Kuşadası’ndan gelen feribotların yolcu indirdiği limanlardan biri olan Pythagorion‘yı seçmenizi tavsiye ederim. Burası aynı zamanda ünlü matematikçi Pythaogoras‘ın yani Pisagor‘un şehri. Bugün Samos adasının en ünlü ve en uğrak yeri olma özelliğini koruyor. Yat limanı boyunca sıralanmış restoranlar, tavernalar, kafeteryalar ve barlar bulunuyor. Hediyelik eşyalar satan dükkanların olduğu da hareketli bir çarşısı var.
Samos’ta Kahvaltı
Pythagorion marina girişinde hemen taksi durağının karşısında (Orange isimli dondurmacının yanında) bulunan fırında yaptık. Buranın özellikle çikolatalı kruvasanları harika. Adadan ayrılmadan son gün Yunan simidi “koulouri” ye denk geldik. “Kuluri” olarak okunuyor. Sade, üzümlü ve çikolatalı çeşitleri bulunuyordu. Bizim simite göre daha sert ama gevrek bir dokusu var. Yolunuz Samos’a düşerse kapısında her daim kuyruk olan bu fırından çıkan lezzetlerin tadına bakmayı ihmal etmeyin derim.
Maritsa Tavern
Pythagorio’nun ara sokaklarının birinde bulunan ve bir aile işletme olan Maritsa Tavern‘de ilk akşam yemeğimizi yedik. Sakız Adası’nın meşhur yumuşak peyniri Mastello‘yu daha önce denemediyseniz burada mutlaka denemenizi tavsiye ederim. Hellim peyniri gibi kızartılarak servis ediliyor ama hellim gibi tuzlu bir değil aksine oldukça tuz oranı oldukça az. Keyifli bahçesinde asma ve ağaçların arasında bol bol yiyerek içkide dahil olmak üzere 15 euro gibi makul bir fiyatla masadan kalkabiliyorsunuz.
Adada her yerde olduğu gibi alkollü içkilerin fiyatları oldukça uygun. İster uzo (quzo) ister Yunan birası isterseniz de adanın şarapları yemeğinize eşlik etsin. Caciki olarak okunan “Yunan Cacığı” bizdeki “kuru cacık” ile eşleşiyor. Oldukça koyu kıvamlı. Maritsa Tavern’de denediğimiz caciki bizi lezzet anlamında tatmin etti. Kabak kızartmadan mutlaka sipariş verin. Samos gezimiz boyunca sürekli yemek istediğim atıştırmalıktı kendisi. Masada karides seven çok olunca “shrimp saganaki” de söyledik. Sagan, sahan anlamına geliyor. “-aki” de Yunanca’da kullanılan küçültme eklerinden biri. Saganaki de kabaca iki kulplu küçük sahan/tava anlamına geliyor. Midyeli, karidesli, ahtapotlu olmak üzere farklı çeşitleri var. Domates ve peynir ile birlikte kavrulmuş bir şekilde servis ediliyor. Açıkçası ilk kez Maritsa Tavern’de denediğim karidesli saganakiyi pek sevemedim. Karidesle diğer malzemelerin tadı bütünleşmemişti. Bana keyif vermedi.
Psili Ammos
Samos Adası’nda yapacağınız en önemli şey plaj plaj gezmek ve denizin keyfini çıkarmak. Kumlu, çakıllı, taşlı, tesisi olan, olmayan vb. gibi farklar mevcut. Gittiğimiz plajların içerisinde en çok Psili Ammos‘u sevdik. Tamamı kum plaj. Sığ ve berrak bir deniz sizi bekliyor. Çocuklu aileler için ideal. Kişi başı 3 euro ödeyerek şezlong ve şemsiye kiralayabiliyorsunuz. Arabanızı ücretsiz park edebileceğiniz bir otopark mevcut. Etrafta yeme-içme için mekanlar mevcut. İsterseniz plajda gezinen görevlilere ödemenizi yapıp siparişlerinizi ayağınıza getirtebilme imkanına sahipsiniz. Bu sefer serinlemek için Mythos yerine “One beer, one country” mottosu ile yola çıkan Fix Hellas‘ı tercih ettik. Denemelisiniz. Psili Ammos’ta dilerseniz ücreti karşılığında plajda masaj servisi bile mevcut.
Orange
Samos Adası’nda dondurma denince internette herkes tarafından önerilen Pythagorio’daki Orange‘a da uğramayı ihmal etmedik. Hem kup hem de külah seçenekleri var. 2 top için 2.5 euro gibi rakam ödüyorsunuz. Gruptan kimse buradan almış olduğumuz dondurmaları beğenmedi. Sanırım zor beğeniyoruz. Şaka bir yana sadece Orange’da değil adada farklı dondurmacılarda denediğim dondurmaların hiçbirini beğenmedim. Sonuçta herkesin damak zevki farklı, yinede yolunuzu düşürün belki dondurmaları sizin hoşunuza gidebilir.
Pizza di Piazza
Eğer dönüş limanınızı Vathy olarak tercih etmişseniz ve kurt gibi açsanız Pizza di Piazza‘nın odun ateşinde pişen bol malzemeli pizzalarının tadına bakmalısınız. “Yunan adasına gelmişiz kardeşim ahtapot, kalamar varken pizzanın yüzüne ne bakalım” diyerek sakın ön yargı ile yaklaşmayın. 7 kişi ortaya 4 tane pizza söyledik. Nasıl gözümüz dönmüşse o çıtır çıtır pizzaların fotoğraflarını çekmeden mideye indirdik – ki bu yiyicilerin tümü blogger. Mutlaka mantarlı pizzalarından (12 Euro) sipariş verin. Çok lezzetliydi.
Samos Şarap Müzesi
Samos Şarap Müzesi adanın merkezi olan Vathy’den 2km uzaklıkta sahil yolunun sonunda bulunuyor. 19. yy dan kalma taş bir binada Samos şarabının tarihteki yolculuğu sergileniyor. Müzede şarap yapımı ve üretimi aşamalarında kullanılan pek çok eski makineler, eski meşe fıçılar ve bu fıçıların yapımında kullanılan malzemeler, koleksiyon şarapları, mahzen, tarihi fotoğraflar ve belgeler görüyorsunuz. Tatlı şarapları ile ünlü Samos’un Şarap Müzesi hakkındaki yazımıza ulaşmak için tıklayabilirsiniz.
Remataki Restaurant
Samos‘a gittiğinizde mutlaka uğramanız gereken yerlerden biri Pythagorio’daki Remataki Restaurant. Denizin dibinde kumsala atılmış masalarda gün batımının keyfini sürerken Yunan mezelerin tadını çıkartabilirsiniz.