Hub Kanyon, uzun zamandan beri gitmek isteyip “bir türlü fırsat bulamadığım” demek istemiyorum çünkü fırsatım vardı ama ben o fırsatı Hub için kullanmadım ve hiç yemek yemek için gitmedim. Nedeni sanırım biraz mekana karşılı ön yargılı yaklaşıyor olmamdı. Oysa, hep kaçındığım şeylerden biridir. Elimden geldiğince çok fazla mekana gidip deneyimlemeye çalışırım. Yakın zamanda tanıştığım Hub‘ın Kanyon Şube Müdürü Emre Akdeniz bu olumsuz tutumumun ne kadar gereksiz olduğunu Hub’ın yemeklerini deneterek ispat etmiş oldu.
İlk olarak köz biberli domates çorbası (14 TL) ile başladık. Menüde üç çeşit çorba var. Bunlardan diğer ikisi Fransız usulü soğan çorbası (15 TL) ile bir Güney Doğu Asya lezzeti olan Tom Kha Gai (18 TL). Domates çorbası bildiğiniz üzere hemen hemen her yerde servis edilen ama eğer gerçek domatesten hazırlanmamışsa suni bir tadı olan ve insana pek keyif vermeyen bir çorba. Hub Food ekibi domates çorbasına köz biber, ve süzme yoğurt ile ufak bir dokunuş yapmış. Özellikle köz biber çok yakışmış. Çorbada hafif bir tatlı acılık var insana keyif veren. Sıradan bir domates çorbası sunmak yerine Hub‘ın kendi yorumlamasını sunması çok hoşuma gitti doğrusu.
Emre Bey, Hub‘ın ortaklarından Sinan Özman (yatırım bankacısı) ile ortağı Eren Bey’in (petrol danışmanı) yemeğe çok meraklı insanları olduğunu anlattı. Hafızamı zorlayınca bu ikiliyi Şehirli Sofralar’da izlediğimi anımsadım. Uzun yıllar dünyanın her yerinde güzel şeyler yeme fırsatına sahip olan bu şanslı insanlar, Türkiye’nin yeme-içme dünyasında önemli iki eksik olduğunu tespit etmişler. Birincisi (ki İstanbul’daki en büyük eksiklik bence) özellikle ağırlıklı beyaz yakalıların günlük, taze ve doğal yemekleri paket olarak alabilecekleri veya hızlı tüketebilecekleri yeme-içme noktalarının bulunmaması. İkincisi ise sade, temiz bir casual dining ortamına sahip ve basit, alışılagelmiş yemeklerin güzel versiyonlarının sunulduğu işletmelerin sayısının sınırlı olması. Bu eksikliklerden yola çıkarak Hub Food ortaya çıkmış. Hub kendi deyimiyle “Modern kent yaşamına uygun sağlıklı yiyecekler ve içecekler ile düzgün kahve sunan bir yeme/içme noktaları zinciridir”.
Başlangıçlardan enginar carpaccio (26 TL) ve ekmek üzeri labne peynirli kokoreç (26 TL) denedim. Kokoreç ile aranız nasıl bilemem ama ben hastasıyımdır ve her kokoreçi yemem. Hub Kanyon‘da sunulan kokoreç atıştırmalık olarak servis ediliyor. Alışkın olduğumuz bir lezzeti farklı bir şekilde sunuyorlar ve hiç kokoreç sevmeyen birinin bile kolaylıkla yiyip sevebileceği türden bir lezzet olmuş. Hub‘ın ekşi mayalı ekmelerini de çok sevdim. Kendileri hazırlıyorlarmış ve ilerleyen zamanlarda başka mekanlara da satış yapacaklarmış. Menüde denemediğim ama aklımda kalan Burrata/Stracciatella (36 TL) var. Bunu da Şehirli Sofralar’da izlemiştim. Oldukça lezzetli görünüyordu. Belki denemek isteyebilirsiniz.
Eğer Hub‘da bir ana yemek yiyecekseniz bu Hub Fillet olmalı. Yanında jasmine pilav ile servis ediliyor. 200 gram dilimlenmiş bonfile karabiber sosuyla enfes bir lezzet kazanmış. Masanıza doğru gelirken o muhteşem kokusu bile ağız sulandırıyor. Fiyatı 58 TL.
Başlangıçlardan enginar carpaccio (26 TL) kereviz sapı ve portakal ile tatlandırılmış. Enginar ve kereviz herkesin çok sevdiği lezzetler değil biliyorum ama Hub bu ikili iyi ele almış. Koku olarak hiçbir şekilde rahatsızlık vermiyor. Bazıları daha kerevizin kokusunu duyar duymaz kötü olur. Portakal ve vinaigrette sos ile sağlıklı ve lezzetli bir başlangıç olmuş. Hub’ın menüsünde 5 çeşit pizza var. Bunlar; margherita, pesto, porcini mantarlı, dört peynirli ve dana kaburga ve ıspanaklı pizza. Mantar sevdalısı olunca porcini mantarlı pizzayı denemek istedim. Fiyatı 33 TL. Kıtır kıtır bol malzemeli yedikten sonra insanı rahatsız edip pişman etmeyen pizzalardan.
Tüm bu yemeklerin denedikten sonra sıra geliyor en sevdiğim kısım olan tatlı sona.. Erik hoşafı, creme brulee, krem karamel, çikolatalı ıslak kek, çikolatalı ve tahinli mousse ve kestane kremalı mereng Hub‘ın menüsünde yer alan tatlılar. “Erik hoşafı mı? Ne alaka?” dedim içimden. Malum artık foodporn videoları almış başını gitmişken mekanlar menüsüne içerisinden bir şeyler fışkıran, sosyal medyada bol etkileşim alan bol kalorili tatlılar koyarken Hub gibi bir mekanda hoşaf görünce şaşırdım (haliyle). Daha çok esnaf lokantalarında ve evlerde hoşaf kültürü devam ediyor artık. Bana kalsa hoşaf denemezdim (yine bir itiraf ve suçluluk duygusu). Emre Bey, erik hoşafını denememi isteyince kıramadım tabi. Vanilyalı dondurma ile servis edilen erik hoşafı (16 TL) o kadar hoşuma gitti ki! Şekeri son derece iyi ayarlanmıştı. Baharatlarla eriklere aroma verilmiş, vanilyalı dondurma ile servis ederek erik hoşafını modernize etmişler.
Creme brulee.. Evde sık sık elimde pürmüz ile dolaşan bir tipimdir. Lavantalısına bayılırım çünkü. Çok severim kendisini. Bu Fransız tatlısının içerisine helva gizlemiş Hub Food ekibi. Elinizi korkak alıştırmadan dolu bir kaşık alıp üzerine misket limonunu güzelce sıkıyorsunuz sonra gözlerinizi kapatıp damağınızdaki lezzetin keyfini sürüyorsunuz. Mutlu olmak bu kadar basit!
Menüde krem karamel görünce merakımı gizleyemedim. Hub usulü denmiş pek bir açıklama yazılmamış. Farklı bir krem karamel yorumu. İçerisinde siyah pirinç taneleri var. Vanilya ile lezzetlendirilmiş sanırım. Sütlaç ile krem karamel arasında bir tatlı. Yine şeker ayarı oldukça yerinde yapılmış. Hub, sağlıksız yiyeceklere karşı alternatif olarak sağlıklı, hızlı ve kaliteli yemekler sunan bir mekan. Bu zamana kadar burayı es geçmem büyük bir kayıp. Özetle İstanbul’un hızlı temposuna yenik düşüp sağlıksız yemeklere yönelmeyin; Hub‘ın lezzetlerini deneyin.