Hafıza, bilginin koruyucusu ve hakikatin hazinesidir. Bu yazıyı kaleme alma sebebim Vinkara Yaşasın değil ; unutuluşa meydan okumakla alakalı. Ülkemizin şarapçılık faaliyetlerinin bugününe ve geçmişine en iyi şekilde ışık tutması adına..

Türk şarapçılığına pek çok konuda kilometre taşı kazandıran Vinkara Yaşasın uzun uzun anlatılmayı hak edilen bir şarap. Çıktığı ilk anda büyük heyecan ve merak uyandırdı. Kendisi Türkiye’nin şampanya yönetimi ile üretilen ilk şarabı. Yaşasın‘ı daha özel kılan bir başka ama bana kalırsa en önemli özelliği; Türkiye’nin şampanya metoduyla yerli üzüm çeşidimizden üretilen ilk şarabı olması. Zarafetinin ardında şaşırtıcı bir yapı taşıyan Kalecik Karası üzümü, Türk şarapçılık tarihine önemli bir dönüm noktası olan Yaşasın‘a hayat vermesi adına, potansiyelini cesurca ortaya koymak için kuşkusuz en doğru tercih. Kalecik Karası’nın anavatanında Ankara’nın Kalecik ilçesinde üretim yapan Vinkara Yaşasın‘ı sadece kendi bağlarındaki Kalecik Karası üzümlerinden işleyerek üretmeye devam ediyor. İlk olarak 2009 rekoltesi ile 2011 yılının Aralık ayında şarapseverlerle buluşan Vinkara Yaşasın, Kalecik Karası üzümünden, siyah bir üzüm çeşidinden beyaz şarap olarak hayatına başladı. Bu noktada bilmeyenler için ufak bir şarap terminolojisine girip “blanc de noirs” ifadesine değinmekte fayda var. 

Blanc de Noirs

Fransa’nın Champagne bölgesinde üretilen dünyanın en ünlü köpüklüsü Şampanya için üç ana üzüm çeşidi kullanılır: Bunlar Chardonnay, Pinot Noir ve Pinot Menuier’dir. Şampanya üretiminde izin verilen üzümlerden sadece beyaz çeşit olan Chardonnay kullanılırsa Türkçe’de “Beyazların beyazı” anlamına gelen “Blanc de Blancs” olarak adlandırılır. Eğer siyah üzüm çeşitlerinden Pinot Noir ve Pinot Menuier, kabuk maserasyonu yapılmadan üretilirse; “Blanc de Noirs” yani “Siyahların Beyazı” anlamını taşıyan, siyah üzümlerden beyaz şarap üretimini ifade eder. Vinkara Yaşasın aynı zamanda Türkiye’nin şampanya yöntemi ile ilk siyah üzüm çeşidinden beyaz olarak üretilen doğal köpüren şarabı olma ünvanını taşıyor. 2018’in ortalarında ise Vinkara Yaşasın‘ın Kalecik Karası Roze’si 2015 rekoltesi ile Türkiye’nin  şampanya yöntemi ile üretilen ilk köpüren rozesi olarak görücüye çıkıyor ve kendisini 2016 rekoltesi ile Suvla’nın Karasakız’dan işlediği İyi Ki’nin köpüren rozesi takip ediyor. 

Adı Gibi Hep Yaşasın!

Vinkara‘nın Yaşasın isminde bir şarap çıkardığını duyduğumda çok sevinmiştim. Maalesef üreticilerimizin şarap ismi olarak fonetik açıdan kulağa hoş gelen yabancı kelimeler tercihi benim çok hoşuma giden bir durum değil. Vinkara Yaşasın sadece içindeki şarapla değil, etiket tasarımdan şişe seçimine kadar kalitesi ile kendine hayran bırakıyor. Şampanya diyemesek de bu klasmanla yarışması, yerli bir üzümümüzden üretiliyor olması sebebi ile adı gibi hep Yaşasın! Bu arada ünlü İngiliz şarkıcı David Bowie’nin Yassassin isminde bir şarkısı olduğunu biliyor musunuz? David Bowie Berlin’de bir gün gezerken duvarda gördüğü “Yaşasın” kelimesini merak etmiş. Kendisine “long live” olarak tercüme edilen kelimeden etkilenen Bowie hemen bunun üzerine “Yaşasın” isimli şarkısını çıkartmış. Şarkıyı dinlemek isteyenleri hemen buraya alabilirim. 1979 yılında çıkan parça Vinkara Yaşasın‘ın lansmanında güzel bir birlikteliğe konu olmuş.   

Detaylardaki Özen

vinkara kalecik karası yaşasınTürkiye’nin şarapçılık tarihinde adını özel bir yere kazıyan Vinkara Yaşasın Kalecik Karası’nın başarısı hiç şüphesiz sadece şişenin içindeki şarapta gizli değil. Vinkara‘nın detaylara gösterdiği özen markayı en güçlü kılan unsurlardan. Vinkara Yaşasın Kalecik Karası şişesinin arkasını çevirip göz atacak olursanız etikette tiraj, dozaj ve degorjman gibi bir köpüren şarap için önemli detayları bile tüm şeffaflığı ile yazmışlar ki bunu özellikle non-vintage yani rekoltesiz şampanya üreten dev Şampanya evleri bile yapmıyor.

Vinkara Yaşasın Kalecik Karası brut olarak üretilen bir doğal köpüren şarap. “Brut” terimi bize düşük oranda (12g/L altında) şeker içeren köpüren şarapları tanımlar. “Hemen içmesem şarabı biraz yıllandırmak nasıl olur” diye düşünenler varsa şu anki göstergeler Yaşasın‘ın en az 10 yıl kendisini muhafaza edeceği yolunda. Uzun süre (neredeyse 3 yıl kadar) şarabın maya tortusu üzerinde  olgunlaştırılması şarabın gövdesini güçlendirirken derinlik, kompleksite ile beraber şarabın yıllarca freshliğini korumasına katkıda buluyor. Yaşasın‘ın riddling / remuage işlemi tek tek elle yapıldığı için oldukça el işçiliğinin yoğun olduğu bir köpüren şarap üretim yöntemi. Yani alet işler, el övünür durumu söz konusu değil. 

Yaşasın sevenlere güzel bir haber vereyim ; hayatımızın Yaşasın dediğimiz her anına bol bol eşlik etsin diye 2018 rekoltesinden itibaren Vinkara Yaşasın Kalecik Karası‘nın magnum (150cl) seçeneği de olacak.

Kalecik Karası’nın şampanya metoduyla beyaz ve roze köpüreninden sonra artık Vinkara ekibinden Yaşasın‘ın bir de kırmızı köpürenini görmeyi dört gözle bekliyorum. 

Yasemin Yar