Her sene, Kasım ayının 3’üncü perşembesi şarap tutkunlarının heyecanla beklediği bir gün. Tüm dünyada aynı anda genç ve taze şarapların piyasaya çıkışı şenlikler ile kutlanıyor. Bu geleneğin çıkış noktası Fransa’nın “Burgundy” şarap bölgesinin güneyinde bulanan Beaujolais Bölgesi olduğu için “Beaujolais Nouveau” (Bojole Nuvo diye okunur, yeni Beaujolais anlamına gelir) adıyla anılıyor. “Karbonik maserasyon” denilen özel bir yöntemle üretilen şaraplar üzümlerin hasat edildiği yıl içerisinde ve kısa sürede tüketilmek üzere üretiliyor. Sapları ayrılmadan ve taneleri parçalanmadan olduğu gibi tanklara konan üzümler, karbondioksit gazı dolu ortamda fermentasyona bırakılıyor. Oksijen yokluğunda tane içi fermentasyon süreci başlıyor ve taneler parçalanarak şırasını salıyor. Karbonik maserasyonu merak ediyorsanız tıklayıp daha detaylı bilgiye uzmanından dinleyerek ulaşabilirsiniz. Bu yöntemle elde edilen şaraplar düşük tanenli, düşük asitli, meyvemsi ve rahat içimli oluyor. Kısa ömürlü olan bu taze şaraplar, birkaç ay içerisinde özelliklerini yitiriyorlar. Bu sebeple, piyasaya çıkar çıkmaz hemen tüketmek önemli.
Ülkemizde ise bu şarap geleneğini Kavaklıdere Şarapları 1988 yılından beri “Primeur” adı ile sürdürüyor. 17 Kasım Perşembe akşamı Fransız Sarayı’nda verilen bir davetle İstanbul’da da 2016 yılının ürünleri olan genç şarapların çıkışı kutlandı. Kiraz, kırmızı erik ve böğürtlen aromalarının yoğun olarak hissedildiği Kavaklıdere Primeur Kırmızı 2016; Öküzgözü üzümden üretilen, dengeli ve rahat içimli bir şarap. Aperatif olarak tüketilebileceği gibi şarküteri, taze peynir çeşitleri ve ızgara kırmızı etler ile iyi uyum sağlayan Primeur Kırmızı, 15-16°C’de servis edilmeli.
Kavaklıdere Primeur Beyaz 2016 ise Sultaniye ve Sauvignon Blanc (%10) üzümlerinden üretilen, oldukça aromatik ve lezzetli bir şarap. Soğuk başlangıçlar, taze peynir çeşitleri, ızgara balık ve tavuk etleri ile iyi uyum sağlayacak olan bu şarabı aperatif olarak da tüketebilirsiniz. 6-8°C’de servis edilmeli önerilir. Gecede servis edilen Fransız şarabı ise Gamay üzümlerinden üretilen Le Beaujolais Nouveau Georges Duboeuf 2016’ydı. Fransa’da Beaujolais nouveau heyecanı şarap etiketlerinde birbirinden güzel tasarımlarla yansıtılırken Kavaklıdere Primeur’lerin etiketleri için genç tasarımcılar arasında etiket tasarım yarışması başlatmıştı. Kazanan tasarımı etiketlerinde kullanıyordu. Yasaklardan sonra maalesef bu güzel yarışma son buldu ve etiketin o bölümü beyaz bir boşluğa teslim olmak zorunda kaldı. Aramızdan bu sene ayrılan, Türk şarapçılığının bugünlere gelmesine öncülük eden ve ülkemizde bu geleneği başlatan Mehmet Başman anısına Primeur etiketleri artık “Mehmet Başman’ın önderliğinde 1988’den beri” ibaresi ile çıkıyor.
Dünyanın birçok yerinde, “Beaujolais nouveau est arrive!” yani, “Yeni Bojole şarabı geldi!” diye müjdelenen taze şaraplar, Roger ve Georges Duboeuf adlı Fransız kardeşlerin pazarlama başarısı. Esasında hasat sonunu kutlamak amacıyla bağ işçileri tarafından tüketilen bu şaraplar 2.Dünya Savaşı’ndan sonra Fransa’nın diğer bölgelerine yayılmış. Alman işgalinden kaçan Fransız gazeteciler, tarafsız bölge ilan edilen Lyon’a sığınırlar ve işgal sırasında yeni Beaujolais’lerin çıktığı zaman şaraphanelerdeki şenliğe tanık olurlar. İşgal sırasında tükettikleri bu şarapları Paris’e dönüşünde sürgün anısı olarak kabul ederler. Kasım’da çıkan taze şarapları tatmak için buluşmaya başlarlar ve tüm dünyaya yayılacak olan bir geleneğin temeli atmış olurlar. Şarap konusunda her zaman bizi aydınlatan Levon Bağış’ın bu konudaki yazısını okumadan geçmeyin!