Üzüm ve Kapadokya öylesine iç içe geçmiş ki ikisini birbirinden ayrı düşünmek kesinlikle imkansız. Bölgede nereye gitseniz üzüm ile ilgili bir simge, bir resim ya da bir obje karşılar sizi. Pek çok kilisenin fresklerinde, Selçuk ya da Osmanlı yapılarının taş oymalarında, heykeli dikilmiş olan Ürgüp’ün merkezinde, halı, kilim ve takılarda binlerce yıldır bıkmadan, usanmadan tekrarlanır üzüm betimlemeleri. En güzel üzüm simgeleri bana kalırsa Mustafapaşa’daki Konstantin Eleni Kilisesi’nin giriş kapısında bulunuyor. Cephesi boyalı asma dalları, üzüm salkımları ve serafimlerle bezeli bu kiliseyi her gittiğimde mutlaka ziyaret etmeye çalışır, hayran kaldığım üzüm bezemelerine bakmadan dönemem. Üzüm insanı bu kadar mı mutlu eder! Sanıyorum Kapadokya’nın etkisi üzerimde çok büyük.

Grape and Cappadocia are so interwoven that it is almost impossible to think of one of them without the other.  Wherever you go in the region, you can be assured that you will see an icon, image or object related to grapes. Grape imagery has been used relentlessly, for thousands of years in the frescoes of many churches, stone engravings of Seljuk and Ottoman structures, in the center of Ürgüp, where a statue of it is placed, in carpets, rugs and jewelry… In my opinion, the best icons of grapes are at the entrance gates of Konstantin Eleni Church in Mustafapaşa. Every time I visit the region, I try my best to visit this church covered with paintings of vine branches, grape bunches and seraphims, and absorb these grape decorations to the fullest. It is amazing how happy grapes can make me! I believe that Cappadocia has a great influence on me.

Kapadokya ve üzüm demişken bölgenin Emir üzümünden bahsetmemek olmaz tabii. Beyaz şaraplık bir üzüm çeşidi olan Emir, günümüzde Nevşehir, Kırşehir, Kayseri ve Niğde civarında yetiştirilmektedir. Son dönemde Ege Bölgesi’nde de bazı bağlarda denenmeye başlanmıştır. Geçmişte Tekel’in Ürgüp adı ile çıkardığı sek köpürmeyen stildeki kalite ve köpüren şaraplarına hayat vermiş. Emir, Türkiye’nin en kaliteli beyaz şaraplık üzüm çeşitlerinden biri olmasına rağmen maalesef kendisine fazlasıyla sahip çıkıp kıymetini bildiğimiz söylenemez. Bu yazıda sizlere Emir üzümünü tanıtmak ve onu özellikli kılan Kapadokya teruarından bahsetmek istiyorum.

As we are talking about Cappadocia, we should definitely mention Emir grape of the region. Emir is a grape used for white wine production and is cultivated in Nevşehir, Kırşehir, Kayseri and Niğde. Recently, some vineyards are attempting to cultivate this grape in the Aegean Region. In the past, this grape was used to give life to the dry non-sparking and sparkling wines of the Tekel called Ürgüp. Despite being one of the highest quality wine grapes, it cannot be said that Emir is appreciated as it should. In this article, I would like to introduce Emir to you and talk about the Cappadocia terroir making it special.

Kapadokya Teruarı ve Bağcılığı 

Kapadokya, denizden ortalama 1200 metre yükseklikte, Anadolu platosunun tam ortasında volkanik aktiviteler sonucunda yükselmiş bir bölge. Karasal iklimin hakim olduğu bölgede yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlı geçiyor. Günümüzde Kapadokya bağlarının büyük bölümü Nevşehir il sınırı içinde yer almaktadır.

Deniz seviyesinden yüksekliği 900-1100 metre olan bağlar Kızılırmak havzasının iklimi yumuşatıcı etkisindeki mikroklimada bulunuyor. Bölgede gece ve gündüz arasındaki sıcaklık farkının çok yüksek olması sayesinde üzümler gündüz şeker oranını yükseltirken, gece sıcaklığının düşük olmasıyla asiditesini ve meyve aromalarını kaybetmeden koruyabiliyorlar. Serinliğin ve sıcaklığın bir arada bulunduğu Kapadokya’da bir de volkanik tüften oluşan kalkerce zengin kumlu fakir toprak yapısı eklenince, üst kalite beyaz şarap üretimi için en elverişli teruarlardan biri ortaya çıkmış oluyor. Volkanik toprak, bölgenin üzümü Emir‘e damakta canlılık hissiyatını yaratan müthiş bir mineralite sağlıyor. Aynı zamanda volkanik toprak, 19. yüzyılda Avrupa bağcılığını bitirme noktasına kadar getiren filoksera zararlısının (asma biti) yaşamasına imkan sağlamıyor. Türkiye’de filokseradan etkilenmeyen tek bölge Kapadokya’dır. Böylece bağcılık Amerikan asma anaç kullanmadan yapılabiliyor. Tabii bu demek değil ki, Kapadokya’da bağcılık risksiz.

Türkiye’deki en zahmetli bağcılığın yapıldığı yer bu topraklar. Bölgede soğuk kış aylarında asmaların hayata kalabilmesi için goble sistemi dediğimiz yer bağcılığı uygulanıyor. Asmaların gövdesi toprağa daha yakın. Kış gelmeden önce asmaların gövdeleri tek tek ellerle toprakla kapatılır ki toprak bitkiyi dondurucu Kapadokya kışından korusun. Nisan ayı geldiğinde de bir battaniye görevi gören toprak yine manuel olarak ellerle açılır. Kapadokya’da bağcılık yapanların en büyük kabusu ise Nisan’dan sonra kendini gösteren ilkbahar donlarıdır. Don tehlikesi Mayıs ayına kadar devam eder. Budama ve bağ bozumununda üzümleri toplama işlemleri için gövdesi olduça yere yakın asmadan üzüm kesmek için ise çok fazla eğilip kalkmak gerekir. Oldukça vakit alan maliyetli bir işçilik söz konusu olmasına rağmen Kapadokya teruarının şaraba kattığı özellikleri ele aldığınızda onca emeğe değdiğini ve bu emeğin kıymetini anlayabilirsiniz.

Terroir and Viticulture of Cappadocia

Cappadocia is a region that is 1200 meters higher than sea level in average, in the middle of the Anatolian plateau, elevated as a result of volcanic activities. In the region, where continental climate is dominant, the summer months are hot and arid, and winter months cold and snowy. Today, the majority of Cappadocia vineyards are within the provincial borders of Nevşehir.

Vineyards, which are 900-1100 meters above sea level, are within the microclimate under the alleviating influence of the Kızılırmak basin. Thanks to the great difference in temperature between day and night, the sugar level of the grapes increase during the day and the acidity and fruit aromas are maintained at cold, during the night. Combining the poor soil rich in limestone from volcanic tuff in Cappadocia with the hot and cold weather in the region, creates one of the most favorable terroirs for high quality wine production.  Volcanic soil provides Emir with a great minerality that gives life to the wines produced. Additionally, volcanic soil does not allow for the vine aphid that almost brought viticulture in Europe to an end in the 19th century, phylloxera, to survive. In Turkey, the only region that is not affected by phylloxera is Cappadocia. This allows for the viticulture practices to be performed without American grape-vine rootstock. Of course, this does not mean that viticulture in Cappadocia does not bear any risks.

These are the lands, where viticulture practices are the most troublesome. The goblet system is utilized in the region for the vines to survive the cold winter months. The body of the vines is closer to the ground. Before winter, the bodies of vines are covered with soil one by one, for the soil to protect the plant from the freezing winter conditions of Cappadocia. In April, the soil, used as a blanket is manually removed. The biggest nightmare of viticulturists in Cappadocia is the spring frosts experienced in April. The risk of frost is eminent until May. For trimming and at vine harvest, too much bending is required as the bodies of the vines are close to the ground. Despite the time consuming and costly workmanship, it can be said that it is worth the effort considering the characteristics added to the wine by the Cappadocia terroir.

A peasant trimming Goblet vineyard and Vine harvest monument in Ürgüp

Kısa Kısa Emir Üzümü

Emir üzümü yeşilimsi sarı renkte, basık yuvarlak, orta irilikte, kabuğu orta kalınlıkta ve sık salkım yapısına sahip. Emir‘in olgunlaşmasını tamamlaması Ekim ayını bulunuyor. Emir, Türkiye’de en geç hasat edilen beyaz üzüm çeşitlerinden biri.

Yeşilimsi açık sarı renkte, hafif – orta gövdeli, orta asitli, düşük – orta alkollü ve güçlü mineraliteye sahip şaraplar yapar.

Emir aromatik bir profile sahip olmayan nötr olarak nitelendirebileceğimiz beyaz bir üzüm çeşididir. Genellikle mineralitesi ön planda olan elma, misket limonu, armut ve nergis aromaları taşıyan zarif şaraplar verir. Sek ve köpüren şarap yapımında kullanılmaktadır. Emir, meşe ile uyumlu değildir. Genç tüketime uygun şaraplar verir. Kavınızda monosepaj Emir‘den yapılan bir şarap varsa maksimum iki-üç yıl içerisinde tüketilmesi tavsiye edilir.

Kendine özgü ince ve ferahlatıcı bir lezzeti olan Emir‘i aperatif olarak tüketebilirsiniz. Kabuklu deniz ürünleri ve soslarla zenginleştirilmemiş balıklarla, beyaz etlerle ve makarnalarla iyi bir eşlikçidir.

Emir, Kapadokya’daki ciddi bağcılık maliyetlerinden ötürü maalesef kendisini monosepaj olarak cömertçe sunma fırsatına sahip değil. Bu maliyeti dengelemek isteyen şarap üreticileri genellikle yıllanma potansiyeline sahip, Kapadokya dışında diğer bölgelerde de yetiştirilen Narince üzümü ile kupaja sokuyorlar veya Sultaniye ile harmanlıyorlar. Ancak, şunu da  unutmamak gerekir, Emir Kapadokya’nın her bölgesinde aynı nitelikte şarap vermez. Bu nedenle bağda Emir üzümünü iyi tanımlamak gerekir. Özellikle Çat ve Sofular köyünde şaraplık iyi kalitede Emir bağları bulunuyor.

1960 yılından beri hala ülkemizde üretilmeye devam eden Türkiye’nin ilk doğal köpüren şarabı olan Altın Köpük’ün üzümü Emir‘dir. Köpürmeyen sek stilde monosepaj Emir nasıl bir şarap verir diye merak ederseniz Kocabağ’ın K Emir’ini deneyebilirsiniz. Kavaklıdere Şarapları, Kocabağ dışında monosepaj olarak Emir işleyen diğer şarap üreticilerinin arasında Turasan, Argos ve Prodom bulunuyor. 2020’li yıllar itibari ile de Yedibilgeler, Hus ve Kavaklıdere gibi diğer şarap üreticileri de monosepaj Emir işlemeye başladı. Sagavin, Pearly, Vinkalos gibi üreticiler de onları izleyenlerden..

Emir Grape At a Glance

Emir grape has a greenish yellow color, depressed round shape, medium size, medium-thick skin and has dense grape bunches on its vines. Emir grapes ripen by the end of October. Emir is one of the last harvested white grape species in Turkey. It is used for making greenish, light yellow colored, mild to medium bodied wines with medium acidity, low to medium alcohol and high minerality. Emir can be defined as a neutral grape, without an aromatic profile. Generally, it makes dainty wines with apple, lime, pear and daffodil aromas, whose minerality is dominant. It is used for dry and sparkling wines. Emir is not compatible with oak. It produces wines that can be consumed young. If you have a varietal wine made of Emir in your cellar, it is recommended that you consume this within two-three years. You may serve Emir wines with a specific dainty and fresh taste as an appetizer. These wines go well with shellfish and fish not enriched with sauces, white meat and pasta. Unfortunately, Emir has not found the opportunity to show its value in varietals due to the significant viticulture costs in Cappadocia. Wine makers, who wish to balance the costs, blend this grape with Sultaniye or Narince, a grape with aging potential, which is also grown in regions other than Cappadocia. However, it shall be noted that Emir grapes do not provide the same quality of wine in all regions of Cappadocia. Thus, it is important to identify Emir grape in the vines. There are good quality Emir vineyards for winemaking in Çat and Sofular villages, in particular. The grape used to make the first natural sparkling wine in Turkey, Altın Köpük, which has been produced since 1960, is Emir. If you want to see how Emir is used to make dry blended wines, you may try K Emir from Kocabağ. In addition to Kavaklıdere Wines and Kocabağ, Turasan, Argos and Prodom may be listed among wine makers that use Emir in their blended wines.

Soldaki fotograf Emir üzümüne ait. Sağdaki fotograf ise Kapadokya bağlarının eşsiz teruarının bir parçası olan toprağı.

 

Bu yazıyı yazarken doğru bilgilere ulaşmama sağlayan ve yardımcı olan Kavaklıdere Şarapları’nın Côtes d’Avanos Bağlar Müdürü Caner Çıtak’a ve Kavaklıdere Şarapları’nın şarap yapımcısı Sanem Karadeniz’e teşekkürlerimi sunarım.

The photograph on the left shows Emir grapes. The photograph on the right depicts the soil, which is an essential part of the unique Cappadocia terroir.

I would like to thank Caner Çıtak, Côtes d’Avanos Vineyard Manager of Kavaklıdere Wines and Sanem Karadeniz, Wine Production Manager of Kavaklıdere Wines for helping me with obtaining the information required when writing this article.